İskandinavya, geleneksel olarak üç kuzey Avrupa ülkesine (İsveç, Norveç ve Danimarka) atıfta bulunan ülkeler topluluğudur. Günümüzde Finlandiya ve İzlanda’yı da içerir. Bu coğrafyada doğan İskandinav tasarımı, 20. yüzyılın başlarında ortaya çıkan ve daha sonra 1950’lerde beş İskandinav ülkesinde gelişen yalınlık, minimalizm ve işlevsellik ile karakterize edilen bir tasarım hareketidir. Bu hareketlenme, yetenekli İskandinav tasarımcı Alvar Aalto, Hans Wegner, Arne Jacobsen, Eero Arnio ve Ikea’nın kurucusu Ingvar Kamprad‘ın katkılarıyla gelişti. İsveç, Norveç ve Danimarka’dan oluşan üç kuzey ülkesinde başlayıp dünyaya yayılan İskandinav stili; dekorasyon, beyaz duvarlar, ahşap zeminler ve geometrik desenlerden ibaret, 20. yüzyılda ortaya çıkan yeni bir akım gibi görülse de bu tarzın geçmişi aslında daha eskilere, 19. yüzyılın sonlarına kadar uzanır.

1800’lü yılların sonundan itibaren Endüstri Devrimi ve savaşların da etkisiyle büyük bir hızla değişen dünyada, tasarım anlayışı da aynı hızda kabuk değiştirdi. Modernist akımların filizlenmeye başladığı bu yıllarda yaşam alanları daralırken, geçmiş yıllardaki gösterişin yerini işlevsellik ve yalınlık almaya başlıyordu. Seri üretim eşyalar evlere girmeye başladı. Ancak 20. yüzyılın ilk çeyreğine gelindiğinde ise artık “Art Nouveau” akımı sahnedeydi! “Yeni çağın tasarım anlayışı” olarak lanse edilen bu sanat akımı; akıcı biçimleri, simetri ve asimetriyi odağına alan çizgisiyle tüm Avrupa’yı etkisi altına aldı. Fakat tüm dünyada bir kez daha dengeleri değiştiren 2. Dünya Savaşı’nın da etkisiyle Art Nouveau’nun akıcı biçimleri, Alman Bauhaus ekolünün fonksiyonel ve net çizgilerine yenik düştü. Ve 1950’lerin ortasından itibaren Alman Bauhaus ekolünün işlevselliğini; yıllarca Avrupa’ya estetik katan Art Nouveau’nun zarafetini ve Nordik felsefelerin alçak gönüllülüğünü tek potada eriten İskandinav stili de böylece doğmuş oldu.

İskandinav Tasarımı, Peacock Chair, Hans Wegner
Peacock Chair, Hans Wegner

Dekorasyonda Her Şeyin Başladığı Yer: Lagom

İskandinav dekorasyon akımında pek çok farklı sanat akımının izleri bulunsa da bu önemli tarzın ardında, Nordik ülkelere özgü “Lagom” felsefesinin büyük bir rolü var. İsveççede “Ne az ne çok, tam kararında” anlamına gelen ve Nordik kültürde mutlu ve dengeli yaşamın özü kabul edilen Lagom felsefesi, bu anlamda İskandinav stili dekorasyon için önemli bir ilham kaynağı oldu.

Lagom; not too little, not too much, just right

Alvar Aalto, Hans Wegner, Arne Jacobsen, Eero Arnio ve IKEA kurucusu Ingvar Kamprad gibi önemli isimlere ilham veren Lagom felsefesi, günümüz tasarımlarına da ilham vermeye devam ediyor. Çok eşya ile yaşamanın insanı sosyal anlamda körelttiğini ve yalnızlaştırdığını savunan Lagom felsefesinin bir yansıması olarak eşyanın birden fazla fonksiyona sahip olması ve gündelik mobilyaların estetik dokunuşlarla evde bir aksesuar gibi kullanılması, İskandinav stili dekorasyonda sıkça rastlanan uygulamalardan.

Tasarım Temeli

50’lilerden başlayıp hâlâ dünyayı kasıp kavuran İskandinav tasarımının temelleri:

  • Yalın
  • Minimal
  • Düşük maliyetli üretim
  • Herkes için tasarım

olarak özetlenebilir.

Günümüzde de özgünlüğünü ve yenilikçi yaklaşımını korumakta. Sadece estetik kaygılar değil, fonksiyonellik ve insan değerlerini de ön plana çıkaran, doğal malzemeleri kullanan tasarım yaklaşımlarının temelini oluşturdular. ”İnsanoğlu doğayı yok etmemeli, onunla uyum içinde yaşamalı ve doğanın bütünlüğünü korumalıdır.” Ünlü Fin mimar ve tasarımcı Alvar Aalto'nun bu sözleri Kuzey Avrupa halklarının doğaya olan bağlılıklarını ve saygılarını özetler nitelikte. İskandinav tasarımı, artan tüketici talebine doğru zamanda ve doğru şekilde yanıt verip, estetiği yalın ve fonksiyonel çözümlerle birleştirdiler.

İskandinav Tasarımı, Savoy Vase, Alvar Aalto
Savoy Vase, Alvar Aalto

Alvar Aalto

Alvar Aalto
Alvar Aalto
"Sanat icra etmek, biçimleşmiş yaşamın bir sentezidir. Parçalanmış bir düşünme biçimi olmadan, hep birlikte uyum içinde aynı şapkanın altına girmeye çalışmalıyız."

Alvar Aalto dünyaca ünlü Fin mimar, heykeltıraş, sanatçı ve mobilya tasarımcısı. Çalışmaları arasında tekstil ve cam ürünleri de bulunmakta. Mimarlıktaki en iyi eserlerini Finlandiya’da inşa ederken, ABD’deki şöhretini mobilya ve cam eşya tasarımı ile yakaladı. 1938’de New York’taki Modern Sanatlar Müzesi, Aalto’nun eserleriyle ilgili düzenlediği sergide ve Paris Dünya Fuarı’nda dünya çapında ün kazandı. Ahşabın ustalığı ve mobilya üretiminde ahşabı denemesi, 1930’larda birçok patentin önünü açtı. Tasarımlarından biri, Tüberküloz hastalarının nefes almasını kolaylaştıran Paimio Sandalye idi. Günümüzde hâlâ revaçta olan Aalto’nun tasarımları, güzelliğin işlevselliğe eşlik edebileceğini kanıtlar nitelikte.

Paimio Chairs, 1930, Paimio Sanatorium
Paimio Chairs, 1930, Paimio Sanatorium
Savoy Vase, Alvar Aalto
Savoy Vase, Alvar Aalto
Brooklyn Müzesi 1954 İskandinav Tasarım Sergisi

İskandinav tasarımının dünyaya tanınması 1950’lilerden itibaren düzenledikleri sergi turlarıyla oldu. ABD ve Kanada’da büyük ses getiren bu sergiler İskandinav tasarımın altın çağını başlattı.

Brooklyn Müzesi 1954 “İskandinav Tasarımı” sergisi, Amerika pazarında “İskandinav Modern” mobilyalarını piyasaya sürdü.

Herkes İçin Tasarım

Uzun karanlık aylar süresince, İskandinav evleri fiziksel bir sığınak olmanın yanı sıra psikolojik sıcaklık da sunmak zorunda, bu nedenle “ev sıcaklığı” kavramı İskandinav tasarım dekorasyonunun başında yerini alır. Duygusal sıcaklık, endüstriyel esintili Bauhaus estetiğinin daha yalın noktalarından ilham alınarak tasarlandı. Bu sıcaklık; renk, desen ve doku ile veya organik formda ifade edilebilir. İskandinav tasarımının en fütüristik halinde bile her zaman bir “insan” niteliği bulunmakta.

Alvar Aalto Tasarımları

Fiziksel olandan ziyade, politik ve sivil iklimle ilgili olan önemli bir ahlaki boyut da vardır. İskandinavya’da hakim olan etik, uzun zamandır sosyal olarak kapsayıcı, liberal ve hoşgörülü olmuştur. Bu durum, ayrıcalıklı bir azınlık için değil, herkes için yaşamı iyileştirmenin tasarımın rolü olduğuna dair ortak kanaate varmayı sağladı. İskandinav tasarımıyla birlikte yalın, abartısız, kaliteli ürünler; statü sembollerinin veya gösterişli görkemli etkinin göze çarpan tüketimine uzun süredir tercih edilmekte.

Arne Jacobsen

Arne Jacobsen
Arne Jacobsen

Arne Emil Jacobsen (1902-1971) Danimarkalı mimar ve tasarımcıdır. Yalın ve etkili sandalye tasarımlarıyla elde ettiği dünya çapındaki başarısının yanı sıra Mimari İşlevselciliğe yaptığı katkılar ile de bilinir.

Swan and Egg Chair, Arne Jacobsen
Swan and Egg Chair, Arne Jacobsen

1951’de Novo ilaç fabrikasının bir uzantısı için Ant Chair’ı ve 1955’te Model 3107’yi tasarladı. Her ikisi de modern ihtiyaçları mükemmel şekilde karşıladı, hafif, kompakt ve kolayca istiflenebilir sandalyelerdi. 1956 yılında tasarladığı SAS Royal Hotel için diğer iki başarılı sandalye tasarımı olan Egg ve Swan Chair’ı tasarladı.

Arne Jacbosen Stüdyo'da
Bir felsefem yok, en sevdiğim şey stüdyoda oturmak.

dese de, Arne Jacobsen tasarımlarının merkezine orantı faktörünü yerleştirdi. Bir röportajında; “Antik Mısır tapınaklarını güzel yapan tam olarak orantıdır, Rönesans ve Barok döneminin en beğenilen binalarından bazılarına bakarsak, hepsinin orantılı olduklarını fark ederiz. Temel faktör oranlar.” ifadelerini kullandığı bilinir.

Drop and Ant Chair, Arne Jacobsen
Drop and Ant Chair, Arne Jacobsen

“Design 1935-1989, What Modern was” kitabının yazarı R. Craig Miller’a göre, Jacobsen’in çalışması “hem modernizme hem de Danimarka ve İskandinav ülkelerinin modern hareket içinde sahip oldukları özel yere önemli ve orijinal bir katkıdır.”

KV1, Vola, Arne Jacobsen, 1968
KV1, Vola, Arne Jacobsen, 1968
Fritz Hansen,
Fritz Hansen, "Egg Chair" üretimi, Hans Mannerhagen, 2015
İskandinav Tasarım Ürünleri

İskandinav tasarım yaklaşımını birkaç temel faktör oluşturur. Bunların bir kısmı, kökenlerini İskandinav coğrafyasının özelliklerinden alır. Bu coğrafya; yılın uzun aylarında karanlık, soğuk ve karla kaplı geçen yoğun ormanlık alanlardır. Bu nedenle, birçok İskandinav tasarımının organik formlardan, malzemelerden veya doğal desenlerden ilham almış olması şaşırtıcı değildir.

Cam imalat

Bölgeye sanayileşme geç geldiği için, geleneksel zanaat becerileri canlı kaldı. Böylece İskandinav moderni, makine üretiminin; zanaattan gelen malzemelerin yerini almasına izin vermedi. İşlevsellik ve pratiklik İskandinav tasarımının net çizgilerini oluştururken; canlı zanaat geleneği, malzeme dünyasındaki tasarım sürecini ve kişinin sanatsal gücünü esas alır.

İskandinav tasarımı, sınırlı kaynaklardan en iyi şekilde yararlanan ve optimum ekonomi ile uygulanabilir bir çözüm sunan güçlü bir pratik eğilim geliştirdi. İskandinav tasarım yaklaşımında işlev, biçimden önce gelir.

   
    https://en.wikipedia.org/wiki/Scandinavian_design

    https://studiodesignistanbul.wordpress.com/2011/12/26/iskandinav-tasarimi/
    
    https://www.nef.com.tr/blog/ikea-kataloglarinin-otesindeki-iskandinav-stiline-bakis
    
    https://en.wikipedia.org/wiki/Arne_Jacobsen
    
    https://www.scandinavia-design.fr/Home/index_en.html
    

Bu makale tarihinde MARKUT Dergi Sayı: 02 altında Elif Ersöz tarafından yazılmıştır. Sayının devamını aşağı kaydırararak okuyabilirsiniz. Üst menüden diğer sayılarımızı okuyabilir, buraya tıklayarak anasayfaya dönebilir veya alt bölümdeki formu doldurarak dergimize abone olabilirsiniz.

Paylaş:
Markut Mailde İllustrasyon
Dergimize Abone Olun
Yeni Sayıları Mailinize Gönderelim

ücretsizdir.

İlginizi Çekebilir