Bakalit son derece yenilikçiydi ve pek çok Art Deco tasarımda 1920'lerin sonlarından itibaren kullandı. En çok siyah, kahverengi ve kırmızı renklerde üretilmesinin yanında yakut yeşili, turkuaz gibi özel siparişleri de karşıladı.
Ancak 'Bakalit'in içindeki fenol-formaldehit kimyasal formülünden dolayı hızlı renk değişikliği; tekstil, dekorasyon, oyuncak vb. sektörlerin kullanıcıları tarafından şikâyetlerin artması ve ürün iadelerinin hızlanmasına sebep oldu. Malzemeye olan ilgi azaldı. Kimyagerlerin renk değişimini durdurmak için yeni formül arayışları, 'Katalin' malzemeyi bulmalarına kadar devam etti. Dolayısıyla, 'Bakalit' üreticileri bu durumu aslında bir üretim hatası olarak kabul ettiler ve yeni arayışlara geçtiler denilebilir.
Sıvı fenolik reçine kurşun kalıplara dökümü
1927 yılında 'Katalin' malzemenin bulunmasıyla renk değişim problemine çare bulundu ve 'Bakelit'e rakip olarak 'Katalin Malzeme' üretimi başladı.
Yine 1927'de Bakalit patentinin süresi doldu ve aynı yıl Catalin Corporation tarafından satın alındı. Catalin Corporation, döküm fenolik reçineler oluşturmak için 'Bakalit' formülünü ve üretim sürecini geliştirerek malzemeyi 'Katalin' olarak yeniden adlandırdı. [1]
Dönem reklamcılığında "Modern Endüstri Mücevheratı" olarak görülen Katalin, kurşun kalıplara dökülen ve yavaşça soğumaya bırakılan sıvı reçineye renk katılmasıyla ilgi çekici plastik oldu.
*pnömatik: Eski Yunan dilinde rüzgâr ya da nefes manasına gelen "pneuma" kelimesinden gelir. Gaz basıncını mekanik harekete çevirme amaçlı eğitim ve uygulamaları içeren endüstriyel bir bilim dalıdır.
Reçine sertleştikten sonra kurşun kalıptan çıkarıldı ve kurşun eritilerek yeniden kullanıldı. Bu şekilde binlerce dökme reçine çubuklar, borular, levhalar ve bloklar üretildi. Katalin, dünyanın her yerindeki şirketlere ve malzemeyi bugün hala koleksiyoncuları memnun edecek ürünlere dönüştüren zanaatkarlara sevk etti. [2]
Katalin döküm fenolik çubukların, pnömatik* bir çekiç kullanılarak kurşun kalıptan çıkarılışı
Güncellenen Fenolik Reçine: Katalin
Çoğunlukla kömür katranından rafine edilen Katalin, katı veya yarı saydam boyalarla boyanabilir. Kırmızı, yeşil, mavi veya sarı gibi parlak renkler ve aradaki geçişle oluşan birçok ton..
Katalin reçinesine kısmen karıştırılan boyalar, derinlik algısı oluşturarak mermer görünümü verir. Bu rastgele karışım bağlamında, iki Katalin malzeme asla aynı desene sahip değildir. [3]
Bakalit gibi, Katalin de muhteşem bir parlaklıkta cilalanabilmekteydi. Zamanında; kostüm takıları, saç tokaları, poker fişleri, biblo kutuları gibi birçok küçük eşya Katalin'den yapılmıştır.
Ve ayrıca jukebox'ların kabinlerinde de katalini kullanan Paul Fuller, -bir sanat ve stil patlaması olarak- katalin plastiğin parıldayan ve yarı saydam geçirgenliğini keşfetmiş ve popülerite kazandırmıştır. (bkz. Jukebox- Müzik Kutusu)
Katalin Radyo Tasarımları
Katalin radyolar muhteşemdi. Ülke Büyük Buhran'dan çıkarken ve ufukta savaş belirirken, Amerikalılar neşelendirecek bir şeyler arıyorlardı ve radyo endüstrisi de Katalin kabinli radyolarla cevap verdi. Bu yeni keşif malzemeden; yüz binlerce neşeli, renkli ve enerjik masa üstü radyolar yapıldı. Birçok model, farklı renk kombinasyonları ile tercihe sunuldu. 1930'larda 15 dolardan alıcı bulurken bugün, koleksiyoncular tarafından çok aranıyorlar. Ama ne yazık ki, kayıplar.. Kayboldular.. Yok oldular..
Her gülde olduğu gibi Katalin'in de dikeni vardı elbette.. Başlangıçta Bakalit reçinelerinden daha güçlü olmasına ve bu nedenle ona eklenen elyaflara ihtiyaç duymamasına rağmen, uzun vadeli stabilite gibi sorunlar ortaya çıkmakta gecikmedi. Suda yavaş yavaş çözülen malzeme, oksitlenerek daha koyu renge bürünüyordu. Aynı zamanda aşırı sıcaklıklara karşı toleranssız oluşu, malzemeyi kırılgan hale getirecekti. Bu faktörlerin akabinde; kullanılmayan radyoların sıklıkla depolandığı ortamlar - sıcak çatılar, nemli bodrumlar, ahırlar ve barakalar - çoğunun yok olmasına neden oldu. [4]
Tesla Talisman Model 308U (Bakelite)
1939 RCA “Little Nipper” Model 9TX4 (Catalin)
Koleksiyoner Hugh & Jane Hunt'ın müzesinden... Nebraska/ABD
Koleksiyoner Hunt ailesi muhteşem Fada'lara, Addison'lara, Emerson'lara, DeWald'lara, Sentinel'lere, Motorola'lara, Garod'lara, nadir Kadette ve daha fazlasına sahip..
- rafta Emerson Radyo'ların “Tombstone” modelinin versiyonlarını görmek mümkün..
1937 Emerson “Tombstone” Model AU 190 (Catalin)
1937 Model Emerson, yontulmuş bir ön yüze sahiptir. Ayrıca ayırt edici bir ızgara kumaşı, güneş ışınlı kadranı ve kalın Katalin düğmeleri vardır.
Bir yıl sonra, bazı büyük stil değişiklikleri olur.
1938 Model'inin kasası benzerdir, ancak oyulmuş cephesi yoktur. En çarpıcı olanı, kontrast beyaz panjurlu bir ızgara ve eşleşen düğmelerdir.
1938 Emerson “Tombstone” Model BT 245 (Catalin)
Yeşil 'Tombstone' 1938. Kırmızı Tombstone1938. Sarı Tombstone1937.
John Sideli, Katalin Radyoları hakkındaki “Classic Plastic Radios” adlı kitabında 1938 Model Tombstone için;
“Bu muhtemelen bulabileceğiniz en başarılı tasarım revizyonlarından biridir”
diyor. Ayrıca güzel renklerin zıt ızgaralar ve düğmelerle vurgulandığını söylüyor. Ancak birçok koleksiyoner 1937 modelini tercih etmekte. Tahminen plastiğin tamamen Katalin olmasından dolayı.. Katalin düğmelerin fildişi plastik olanlardan kesinlikle daha etkileyici olduğu kanısındalar.
(Nadir kalan 'Tombstone'lardan biri, canlı bir müzayedede 25.000$'dan alıcı bulmuştur.)
Ve işte Katalin Addison ve Ahşap Addison Radyo yan yana... Katalin radyo düz bir cepheye sahipken, ahşap olanın ön kısmı biraz dışarıdadır. Her iki versiyon da aynı model şasiyi kullansa da, ahşap Addison biraz daha büyüktür. Çünkü ahşap 'Katalin'den daha kalındır.
İki farklı rengin karışımı göz alıcı dalgalar oluşturmaktadır. Katalin üretimi; birkaç farklı kaptan reçinenin dökülerek mermer efekti verilmesiyle yapılır. Tek parça dökülen büyük kalıbın etrafına ikinci bir renk dökülerek ise iki renk dökümü yapılmış olur.
Bir zamanlar oldukça popüler olan Katalin üretimi zamanla duraklamıştır. Sebebi; ''...Muhtemelen döküm sürecinin, modern seri üretim taleplerini karşılayan yöntem olmamasıydı... Savaş sonrası endüstri, ihtiyaç duyduğu yüksek hacimli seri üretim yöntemlerine kefil olamadı... Fenolik reçinelerin dökümü, benzersiz kalıplama tekniklerini gerektirir ki... sonuç olarak geleneksel yöntemler ekonomik gerekçelerle dışlandı...'' [5]
1945 Sentinel “Wavy Grille” Model 284 (Catalin)
Ve eşsiz bir tasarım! Eğlenceli görünüşüyle diğer radyolardan farklıdır. Formu en yumuşak ve en yuvarlak olan Katalin tasarımlardan biridir. Sentiel'in radyo modelinin ilgi çeken ızgarası şüphesiz ki ismini vermiştir. ''Dalgalı Izgara''..
Kasası ters monte edilmiş tek Katalin radyo modelidir. Bu, kontrollerin üstte olmasını sağlar ve tüpleri içeride asılıdır.
(Bunlardan biri New York'taki bir müzayedede 30.000 $'ın üzerine çıkmıştır.)
Katalin malzemenin envai çeşit kullanım alanı mecvutken bizzat kendi kültürümüzdeki yerini dipnot düşmek isterim.. Endüstriyel radyoların tasarımlarına dahil olan malzeme, zamanında usta zanaatkarlarımız elinde tesbih olarak işlenmiştir.
Miskevi Tabiri: Katalin
Toplumumuzda tesbih zaanatından dilimize aşina olan 'miskevi' tabiri, Katalinin ta kendisidir. 'Sıkma' denilen tesbih ise Bakalittir.
Tesbih sektöründe “misk-i amber” denilen ve malzemesinin ne kadar hoş koktuğunu belirten bir tabir kullanır. Eski Katalin malzemelerin kendine ait hoş kokusu olmasından dolayı halk arasında bu tür malzemeye miskevi (hoş kokusu olan) denilmiştir. [6]
Eski Katalin obje veya malzemelerin antika değeri vardır ve bu sebepten malzeme maliyetleri yüksektir. Tesbih camiasında bu malzemeler, yeni ve eski olarak anılırlar. Eski ve yeni arasındaki en bariz fark, malzemelerin sertlik dereceleri olarak karşımıza çıkar. Tesbih Sanatında, bir malzeme ne kadar eski olursa, o kadar sert ve kaliteli bir çekime sahip olduğu için daha makbuldür.
Radyo koleksiyonculuğun akabinde tesbih koleksiyonculuğuna merak duyanlar için hatırlatma..
- 'Miskevi Kehribar' deyimi yanlış bir kullanımdır. Kehribar oldukça kıymetli bir fosildir ve hiç bir zaman sentetik malzemerde kullanılacak kadar bol ve bulunabilir olmamıştır.
- Bir diğer yanıltıcı ifade ise 'Osmanlı Miskevi'dir. 'Osmanlı' denmesi tamamen tesbihin eskilik derecesine bir vurgu yapılması ve antika değerinin olduğunu belirtmek için kullanılmaktadır. “Katalin”, bir başka deyişle “Miskevi” denilen malzemenin 'Osmanlı Dönemi' ile alakası yoktur.. Çünkü Katalin’in üretim tarihi resmi olarak 1927 yılıdır.
Karikatürist ve Tesbih Ustası Emre Yalçın’dan...
[1] Brad Elfrink. ''Bakelite: Mystery, History & Facts''.
http://www.elvenkrafte.com/bakelite presentation.htm
[2] Ian Holdsworth. ''Cast Phenolic Resin''
https://plastiquarian.com/?page_id=14339
[3] Paul Litwinovich. 2015. 'Catalin: The Crown Jewel Of Table Radios'
https://www.wshu.org/post/catalin-crown-jewel-table-radios#stream/0
[4] Phil Bausch. 'Radios Past'. 'Radios from the '30's to '50's'. 2017.
https://radiospast.com/author/flip/
[5] Morgan, J. 1994. In Plastiquarian - Journal of the Plastics Historical Society. Londra. Plastics Historical Society.
[6] Türk Tesbih Sanatında Sentetik Malzemeler. 2020. habbehane.com
https://www.habbehane.com/sentetik-malzemelerturk-tesbih-sab-1798
Pamela Wiggins. 2020. 'What's the Difference Between Bakelite and Catalin?'
https://www.thesprucecrafts.com/fun-vintage-stuff-bakelite-catalin-4064332
''Fun Vintage Stuff Made With Bakelite or is it Katalin''. 2021. tr.nctodo.com
https://tr.nctodo.com/fun-vintage-stuff-made-with-bakelite-or-is-it-catalin
https://www.bodukko.com/bilgiler-bakalit-ve-katalin/